Dünya kaynaklarının sınırlı olması buna karşılık, kaynaklar üzerine nüfus artışıyla sınırsız istekleri olan nesillerin eklenmesiyle, sınırlı kaynakların bölüşümü daha da artmaktadır. Bu durum hiç şüphesiz fakir nesillerin giderek yaygınlaşacağı anlamına gelmektedir.
Dünya kaynaklarının kontrol altına alınması mücadelesine bağlı olarak kaynaklar adil paylaştırılmamaktadır. Dünya Bankasının raporlarına göre en zengin %5’lik grup ile en fakir %5’lik grup arasındaki uçurum giderek artmaktadır.1960’da 30’a 1 olan fark, 1990’da 60’a 1 bugün ise 74’e 1 haline gelmiştir yani en zenginlerin varlığı en fakirlerin varlığının 74 katıdır.
Bütün teknolojik ilerlemelere rağmen Birleşmiş Milletler Kalkınma programının yayımladığı rapor, fakirliğin giderek arttığını göstermektedir. Buna göre;
“Gelişmekte olan ülkelerde nüfusun hala %25’i yoksul ve bunların 1 milyar 100 milyonu günde 1 doların altında bir gelirle yaşamakta. Ayrıca bu oran sürekli artmaktadır. Düşük gelir ve düşük hayat standartlarında yaşayanların çoğu Güney Asya’da bulunmaktadır. Afrika sahası nüfusunun %36’sı ve Güney Asya’nın %47’si günde 1 dolardan az payla yaşıyor. Aynı şekilde Zambiyalıların %85’i Madagaskarlıların %72’si Brezilyalı ve Çinlilerin üçte biri ile Meksikalıların %15’i, Endonezyalıların %25’i günde 1 dolardan az harcama yapıyor.