Tag

ekliptik

Browsing

Varlığını hissettiğimiz ama yok saydığımız unsurlar, yaşamımıza yön verdiğimiz düzenimizin düzensiz yansımalarıdır bir bakıma. Tekdüze hayatımızın tanımlanmış ritimlerinde ritim dışı başkalıklar aslında yaşamın temelinin şifreleridir.

Varlığımızı var olduğumuz için algılıyoruz. Ama varlık ötesi hislerimizi yaşasak bile tarif edemiyoruz. En belirgin yaşanmışları algılamaya çalışırken, belirginliğin daha ötesindeki içsel algıları anlamlandıramadığımız için, onun yüceliğinde, mistik hezeyanlarımızın kaygısızlığını yaşıyoruz.

Yaşamı temelden sorgulayan Son Çağrı kitabı, yaklaşık 250 kitabın, onlarca konferansın, yüzlerce güvenilir internet sitelerindeki araştırmaların, günler ve geceler boyu süren özverili çalışmaların ürünüdür. Gök Türk mahlasını kullanan yazarın tıpkı kitabın ana fikri etrafında şekillendirdiği gibi uzun bir geçmişe dayanan ilginin, içsel algıların şekillendiği hayal ürünü olmasına rağmen, delilerin ortaya çıkardığı gerçeklerin dışa yansıyarak ardındaki fulü görüntülerin açığa çıkmasını sağlamıştır bu yapıtta.

İnsanların aslında hücrelerinin bir genetik kopya merkezleri olduğu ve bu genler sayesinde bizlerin binlerce yılda edinilen deneyimleri olması bu kitabında sanki genetik olarak depolanmış bilgilerin dışavurumu algısının yaşatmaktadır.

Zamanınaslında algıdan ibaret olduğu yaşanılan anın yaşanılacakların ve yaşanmışların bir kaşımınım olduğu gerçeğine ulaşmaktayız. Zaman git gelleri arasında gözden kaçan ufak ayrıntıların, bir işaret ya bir simge olduğunu bu yapıtta görmek mümkündür. Gerçek olarak algıladığımız aslında bu yönde algılamamızı sağlayan geçici uyarıcılardır. Gerçek algıların gerçekleri gizlemek için bir simülasyon olduğu izlemine bu kitapta fazlasıyla kapılmaktayız.

Antik çağlardan günümüze uzanan uzun yolcuğun aslında zaman duvarlarında ne kadar kısa mesafeler olduğunu idrak etmek, günübirlik geçici hırsların ne kadar boş unsurlar olduğunu anlamımızı sağlıyor. Son çağrı kitabı hayata felsefi bakmanın yani sorgulamanın bir kullanım kılavuzudur. Günlük çekişmelerle pespaye olmuş ruhumuzu dinginliğe kavuşturacak bir esintidir Son Çağrı kitabı. Kitaptaki çağrı aslında insanın özünü bulması için bir uyarıcıdır. Bu uyarıcıyı Atatürk yıllar önce görmüş ve ömrünün son demlerinde onu bulmak için çalışmıştır.

Mitolojilere, efsanelere ve antik dönemlere bilim kurgu mantığıyla bakan bu kitap aslında bu kadar farklı zaman dilimlerinin bir bütünden ibaret olduğu algısını yerleştirmektedir zihnimize.

Okuyucuyu farklı mekân ve zamanlarla arasındaki karmaşadan akıcı ve özgün anlatımıyla kurtaran bu yapıtta üçlü zaman algısının doyumsuz tadını yaşamak mümkün olmaktadır. Tasvir edilen yerlerin zihinsel berraklığı yazarın ayrıntıları yakalama gücü sayesinde gerçekleşmektedir.

Son Çağrı kitabı içeriği bakımından belgesel roman tarzında yazılmış bir kitaptır. Genelde batılı yazarlarda gördüğümüz bu içerik ve üslubu ülkemizde çok başarılı bir şekilde aktaran Gök Türk, bizim milli gururunuzu okşamaktadır.

Kitapta anlatılan kişiler ve onların mensup olduğu hayat tarzları o ortamlarda yaşayan bir insanın yazabileceği kadar güzel değerlendirmelerolarak karşımıza çıkmaktadır. Konu bütünlüğü her bölümde korunmuş ve gereksiz ayrılardan özenle kaçılmıştır. Kitabın tamamında günümüz bazı piyasa yazarlarının sırf bir eser yamak amacıyla yaptığı basitliklere bu eserin hiçbir yerinde rastlanmamıştır. Okuyucuyu hep büyük bir heyecanla sürükleyen bu yapıtın içeriği gerek anlatılan olaylar gerekse de verilen bilgilerle hep sürprizlerle karşımıza çıkmaktadır.

Büyük bir keyifle okuyacağınız bu kitap, sizlere farklı bir eser okumanın da ayrıcalığını yaşatacaktır. Mavi Kalem yayın evi tarafından basılan bu kitabı D&R mağazalarından temin edebilirsiniz.