Güneşin en berrak renklerinin Kızılırmak büklümüne eğildiği ışıltısı, kuzeyden Bucak hizası boyunca bir başka aydınlatır Üzerlik köyünü. Köye adını veren Üzerlik otu, sabah aydınlığının tütsüsü olur; köyü kem gözlerden korumak istercesine. Köyü çevreleyen verimli topraklar, köylünün alın teriyle sulandıkça bir başka canlanır hasat zamanı. Güneşin aydınlık yüzü değdiği zaman tarlada çalışan köylüsüne, adeta ödül verir gibi bronz madalyasını takıyor ten renklerine.
Binlerce yıllık geleneğin Anadolu coğrafi bütünlüğü milli kültürümüzün renkleriyle öyle bütünleşmiş ki Üzerlik Köyünde, coğrafya ve milletin et ile tırnak gibi kaynaştığının ispatlarcasına bir görünüm oluşmuş. Konar-göçebe kültürün zengin dil öbekleri köylünün hafızasına öyle kazınmış ki yüzlerce yıldan beri hep varlığını koruyarak nesilden nesile aynen aktarılabilmiştir.
İnsanı temel alan köklü kültürel kimliğimiz içerisinde minik bir damla olan Üzerlik köyünün kültürel hazinesinde insana verilen değeri çok rahat bulmak mümkün olmuştur. Bazen bir ağıtla ortaya çıkan yoğun sevgi seli bezenmiş duygu yükü hüzünlendirirken insanları, bazen de bir mani ile güzel söz öbekleri tatmin olmuş ruhsal birikimleri yansıtır köyde. Bundan dolayı milli kültürümüzün en güzel örneklerinden olan sözlü edebiyatımıza ait olan bin bir güzellikleri köyün yoğun duygu seli yüklü insanlarında kolayca bulmak mümkündür. İnsanların sessiz çığlıklarında gizli olan bu dizeler, hem köyün geçirdiği sosyolojik evrimi, hem insani ilişkilerin mahiyetini hem de köylünün üstün zekâ yapısını göstermesi bakımından geleceğe ışık tutacak değerler niteliğindedir. Bunlarla ilgili sayısız örnekten birkaçını kısaca şöyle sıralayabiliriz:
Köyde Yusuf ve Hatem adında iki kardeşin seferberlikte şehit olması üzerine anası Zeynep yaktığı ağıtta şöyle haykırıyor:
Sabah oldu tan yelleri ışıdı
El uzattı kekilini gaşıdı
Gara Yusufum a Hatemim ölünce
Bilemedin mi yalan dünya boşudu
12 Eylülden sonra okuma-yazma seferberliği başlatılır. Köyün okulunda kurs gören yaşlı kadınlar okumada zorluk çekince Ayşe adındaki kadın şöyle mırıldanır:
Kadir gelir usul usul Cetveli çaldın da
Yazımızda arar kusur Öğündün mü Kadir Hocaya
Biz imzamızı atıyoruz Meryem anama mı darıldın
Sizin talebeler nasıl Aklı varmıyor heceye
Aslan Hayran köyde yaşanan olayları gurbetteki arkadaşına şöyle aktarır:
Nüfusumuz yaklaştı iki bine Daha tutulmadı dana çobanı
Bu dönem iyi çalıştı kabine Anap’a kaydı Doğruyol tabanı
Sağlık evi yaptık Pur’un dibine Belediyeye verdik Koç Şabanı
Şükür köylü onu da gördü inan Yolcu otobüsü sürdü inan
Binlerce yıllık devasa kültürel birikimimiz içerisinde küçük bir damla olan Üzerlik köyünün anacak küçük bir bölümünü bu satırlara yansıtmak mümkün olabildi. Hâlbuki köyün birbirinden güzel o kadar özelliği var ki bunları anlatmak burada mümkün değil. Ülkemizde bulunan 35 bin civarındaki köyün de Üzerlik köyü gibi aynı yapıda faklı detayda binlerce özelliği bulunmaktadır. Geleceğe ancak köklü birikimlerimizi iyi değerlendirerek sağlam adımlarla ulaşabiliriz. Bu nedenle milli kültürümüzde çok büyük yeri ve önemi olan köylerimiz ve köylülerimizi asla unutmamalıyız…