Paylaşmak Güzeldir!

fotolia_12199352Ozonosfer ya da Ozon Tabakası, Stratosferin üst kısmında bulunan tabakadır. Ozon Tabakası Güneş’ten gelen morötesi ışınlardan olan UV-B ve UV-C gibi zararlı ışınları tutar. Ozon Tabakasının bu işlevi hayati açıdan çok önemlidir. Çünkü UV-B ve UV-C ışınları ölümcüldür.bakanliktan_ozon_tabakasi_tebligi_h592
Ozon (O3) üç adet oksijen atomundan oluşan şeffaf bir gazdır. Ozon tabakası ozon gazından oluşan ve atmosferin yukarı seviyelerinde başka bir deyişle yer yüzeyinden 50–85 km yüksekte bulunan bir tabakadır. Bu tabakanın temel rolü Ultraviyole (UV) ışınları olarak adlandırılan Güneş’in zararlı ışınlarına karşı bizleri korumasıdır. Ozon tabakası yeryüzüne doğru gelen bu zararlı ışınlara karşı bir filtre gibi davranır.
Dünya hayatı için yaşamsal öneme sahip olan ozon tabaksında incelme diye nitelendirilen bir delinme meydana gelmiştir. Böyle bir incelmeye birtakım faktörler neden olmaktadır. Atmosferde bulunan ozon tabakası çeşitli etkiler sonucu incelmektedir bu incelme delinme olarak adlandırılıyor. Ozon tabakasındaki incelmenin sebebi kloroflorokarbonlar (CFC)’dır. Bu ozon tabakası gittikçe inceliyor anlamındadır. Bunun sebebi bizlerin havaya saldığı kimyasallardır. Bu kimyasallar günlük yaşamımızda kullanırlar ve ozon tabakasına zarar verirler.atmosferin_katmanlari_00

Çeşitli amaçlar için üretilen kloroflorokarbonlar (CFC) ozon tabakasını inceltmekte, bunun sonucunda çevre ve insan sağlığı olumsuz etkilenmektedir. Kloroflorokarbonlar (CFCs), tüm ozon tüketen maddeler içerisinde en fazla kullanılandır. İlk olarak 1920’lerde sülfürdioksidi soğutucu bir gaz gibi kullanmak için geliştirildi. Zehirleyici olmamaları, yanıcı olmamaları, kararlı doğası, ısıyı emme etkinlikleri onları 20. yüzyılda özellikle soğutucu alanında bir numaralı seçenek yaptı. Bu yıllarla başlayarak atmosferdeki kloroflorokarbon miktarı artmaktadır. Ozon tabakasına verdiği zararlardan dolayı 1987 yılında genetiği Montreal’de imzalanan bir protokol ile üretiminde sınırlandırma getirilmiştir. Bu kapsamda 1996 Ocak ayında yalnız astım ilaçları için gerekli küçük miktar kloroflorokarbon gazı dışında üretimi durdurulmuştur. Üretilmesi durdurulan kloroflorokarbon gazları yerine atmosferik ömrü daha az olan hidrofloroklorokarbon gazlarının kullanımı yaygınlaştırılmıştır. Hidrofloroklorokarbon gazlarının ömürleri kloroflorokarbon gazlarına göre daha kısa olduğu için ozon tabakasına verdiği zarar daha azdır.
Kullanım alanları; soğutucular, araba klimaları, köpük ürünleri, yalıtım maddeleri, mikroçipleri ve diğer elektronik aletleri temizlemek için çözücü, arınık gaz karışımlarında bir bileşim maddesi, sprey kutularında ileri doğru itici gibi pek çok değişik ürün yelpazesini içermektedir.untitled
Her yıl yaklaşık 800.000 metrik ton kloroflorokarbon (CFC) atmosfere salıverilmektedir. Bunların atmosferde bozulmadan kalış ömürleri 100 yıldır ve yapılan anlaşmalar sonucu tüm dünyada kullanımdan kaldırılma tarihi ise 1996 olarak belirlenmiştir.
Ozon deliğinin ana sonucu yeryüzüne daha fazla UV ışınının (özellikle çok tehlikeli olan UV-B) ulaşmasıdır. UV ışınları güneş yanıklarına, deri kanserine sebep olabilir, gözlere zarar verebilir (katarakt) ve insanlarda bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilir. Bilindiği gibi bağışıklık sistemi hastalıklara karşı koymamızı sağlayan bir sistemdir. Bu sistem zayıfladığı zaman hastalıklarla savaşma yeteneğimiz de zayıflamış olacaktır.
UV ışınları sadece sağlığımızı etkilemekle kalmaz çevre üzerine de olumsuz etki yapabilir. Tarımsal üretimi azaltabilir, ayrıca deniz besin zincirini bozarak balık nüfusunu etkiler.
Antarktika üzerindeki ozon deliğinin kapladığı alan, ABD’nin yüzölçümünden daha büyüktür ve buranın tekrar doldurulması için on milyonlarca ton ozon gerekir. Bu miktarda ozonun nakliyesinin maliyeti bile astronomik olur.Ozon-Tabakasının-Oluşumu
Ozon tabasında tahminlerin aksine delinme durmaya hatta gerilemeye başladı. Bilim insanları Ozon tabakasında Antarktika üzerinde yaşanan incelmenin azalmaya başladığına dair ilk net kanıtlara ulaştıklarını açıkladı. Eylül 2015’te yapılan ölçümlerde, ozon tabakasındaki deliğin 2000’dekine kıyasla 4 milyon kilometrekare ufaldığı gözlemlendi. Bu yaklaşık olarak Hindistan’ın yüzölçümüne denk geliyor. Delikteki daralmanın en azından yarısının, ozona zararlı kimyasalların kullanımının aşamalı olarak azaltılması sayesinde gerçekleştiği düşünülüyor.
Deliğin özellikle Antarktika kıtası üzerinde oluşmasının nedeni ise aşırı soğuk hava ve bölgeye düşen güneş ışınlarının yoğunluğudur. BBC Türkçe’nin haberine göre; İngiliz bilim insanları Antarktika’nın yaklaşık 10 kilometre üzerindeki ozon tabakasının belirgin şekilde inceldiğini ilk olarak 1980’lerin ortalarında gözlemlemişlerdi. 1986’da ABD’li bilim insanı Susan Solomon, kloroflorokarbon (CFC) gazlarının ozon tabakasına zarar verdiğini kanıtlamıştı. Bu gazlar saç spreylerinden buzdolaplarına ve klimalara kadar birçok alanda kullanılıyor. 1987’de imzalanan Montreal protokolüyle CFC gazlarının kullanımına yönelik katı önlemler getirilmişti. 2000’lerden itibaren bu gazların üretimi ciddi şekilde düştü. CFC gazlarının atmosferdeki ömrünün 50-100 yıl olduğu tahmin ediliyor. Hali hazırda stratosferde (atmosferin 2. katmanı) bulunan CFC’lerin zaman içinde tamamen yok olmasıyla, ozon tabakasındaki deliğin daha da küçüleceği tahmin ediliyor.ozon_tabakasini_incelten_maddelere_yasak_geliyor_h31146
Araştırmayı yürüten ekip, 2015’in Ekim ayında “ozon tabakasındaki deliğin rekor seviyeye ulaştığına” dair bulguların ise o dönemdeki volkanik faaliyetlerden kaynaklandığını belirtti. Şili’deki Calbuco Yanardağı geçen yıl Nisan ayında 43 yıl aradan sonra yeniden faaliyete geçmişti. Canlıların, güneşin ultraviyole ışınlarının zararından korunmasını sağlayan ozon tabakasının incelmesi deri kanseri ve katarakt vakalarının artmasına neden olduğu gibi, hayvanlar ve bitkiler için de tehlike oluşturuyor.

Yazar

Yorumlar kapandı.