Yazar

admin

Tarama

Venüs’ün Güneş etrafındaki 13 dönüşüne karşılık, dünya 8 dönüş yapar.  Dünya ile Venüs’ün arasına bir çizgi çekip hızla hareket ettirecek olursanız,  Dünya ile Venüs’ün yörüngeleri arasındaki mesafe ve yörünge hızları arasındaki oranlardan ötürü beşgen simetrik bir figür elde edilir.

Gezegenimiz hakkında her şeyi bildiğimizi düşünüyoruz, ancak gerçekten öyle mi? Bilim adamları elbette uzayda çok şey keşfetti. Ama hala daha gezegenimizde keşfedilecek çok şey olduğuna inanıyorlar.

Araştırıldıkça Dünya ile ilgili bildiğimizi sandığımız aslında tam olarak bilmediğimiz birçok şeyle karşılaşıyoruz. İşte bunlardan bazıları…

EVEREST DAĞI GERÇEKTEN DÜNYANIN EN YÜKSEK DAĞI DEĞİLDİR

Hawaii’de bulunan Mauna Kea Yanardağı deniz seviyesinden 4.205 m yüksekliğe sahiptir. Bununla birlikte, yanardağın en büyük kısmı deniz seviyesinin altında kalıyor. Tabandan zirveye kadar ölçülen Mauna Kea, Everest Dağı’ndan 1,355 m daha yüksek yani 10,203 m yüksekliğindedir.

DÜNYA ATMOSFERİNİN KESİN BİR SINIRI VARDIR


Karman hattı, deniz seviyesinden 100 km yükseklikteki uluslararası kabul görmüş bir hattır. Dünya atmosferi seviyesi çok daha yüksek olmasına rağmen, bu çizgi Atmosferi ve dış mekan arasındaki sınır olarak Dünya Hava Sporları Federasyonu tarafından kabul edildi.

DÜNYA ÜZERİNDEKİ EN KURAK YER ANTARKTİKA’DA BULUNUR

Genel olarak, dünyanın en kurak alanının binlerce yıldır yağış almayan Şili’deki Atacama Çölü olduğuna inanılıyor. Ancak Antarktika’daki McMurdo Kuru Vadileri yaklaşık 2 milyon yıldır hiç yağmur almadı. Buradaki rüzgar 320 km / saat hızlara ulaşabilir.

TATLI SU DÜNYA ÜZERİNDEKİ TÜM SUYUN YALNIZCA % 3’ÜNÜ TEMSİL EDER


Okyanuslar ve denizler Dünya’nın suyunun %97’sini tutar. Tuzlu okyanus suları içmek için uygun değildir. Suyun geri kalan % 3’ü tatlı sudur. Bunun %70 i buzullarda ve %20 si Baykal Gölü’nde toplanmaktadır.

DÜNYANIN EN ESKİ TAPINAĞI YAKLAŞIK 12000 YAŞINDA


Bilinen en eski tapınak olan Göbekli Tepe, Şanlıurfa’da bulunmaktadır. Araştırmacılar, sütunlardaki oymaların kabaca 11.000 yıl önce kuyruklu yıldız çarpmasının gezegenimiz üzerinde ani bir sıcaklık düşüşüne neden olduğunu kanıtladığını düşünüyorlar.

AY BİR ZAMANLAR DÜNYA’NIN BİR PARÇASIYDI


İsveçli bilim adamları, 4.36 milyar yıl önce Dünya gezegeninin, bir kuyruklu yıldız ile çarpıştığı hipotezini ortaya attılar ve bunun da Dünya’nın tek kalıcı doğal uydusunun oluşumuna neden olduğunu öne sürüyorlar.

250 MİLYON YIL İÇİNDE YERYÜZÜNDEKİ KITALAR TEKRAR BİR ARAYA GELECEKLER

Bildiğimiz gibi Pangea, 335-175 milyon yıl önce var olan bir süper kıtadır. Bu kıta Laurasia ve Gondwana’yı oluşturan iki farklı kıtaya ayrıldı. Daha sonra, bu ikisi yedi kıtayı oluşturmak üzere ayrıldı. Ancak bilim adamları, kıtaların yaklaşık 250-300 milyon yıl sonra tekrar bir araya geleceklerini ve Pangea Ultima olarak adlandırılan tek bir süper kıtaya dönüşeceğini düşünüyorlar.

TEK HÜCRELİ BİR ORGANİZMA İLK KİTLE YOK OLUŞUNA NEDEN OLDU

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü bilim insanları, Dünya üzerindeki tüm canlıların neredeyse % 90’ını yok eden kitlesel yok oluşu açıklayan bir teori önermektedir.

Methanosarcina adında bir bakteri, 252 milyon yıl önce okyanuslarda aniden ortaya çıktı ve böylelikle böceklerin yok olmasını sağladı. Ayrıca Arkozorlara gelişmek için eşsiz bir fırsat verdi.

DÜNYA’NIN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU KARANLIKTA BULUNUR


Bildiğimiz gibi, Okyanuslar gezegenimizin yüzeyinin %71’ini kaplar. Güneş ışığına maruz kalan suyun derinliği 200 m’den fazla değil, bu nedenle suyun geri kalan kısmı daimi olarak karanlıktır. Bu nedenle, günün herhangi bir saatinde gezegenimizin çoğu karanlıktadır.

İKİ KOMŞU ÜLKE ARASINDA 24 SAATLİK BİR ZAMAN FARKI OLABİLİR


Amerikan Samoa’sı Kiribati’nin bir parçası olan Line Adalarından yalnızca 2.000 km uzaklıkta olmasına rağmen, iki komşu arasındaki zaman farkı 25 saattir.

Düşünün.tahayyül edin..1998 de KODAK ta 170 000 kişi çalışıyordu, şirket ürettiği fotoğraf kağıtlarının %85 ini Dünya çapında satıyordu. Birkaç yıl içinde fotoğraf kağıdı üretimine gerek kalmadı ve şirket iflas etti. Kodak Şirketine ne oldu? Önümüzdeki 10 yıl içinde diğer birçok endüstri alanında neler olacak? İnsanların çoğu değişimi anlayamıyor. 1998 yılındayken, çok değil üç yıl sonra 2001 de fotoğraflarınızı film kağıdına çekmeyeceğiniz aklınıza gelmiş miydi? Digital kameralar 1975 yılında icat edildi. İlk kameralar sadece 10 000 piksel kabiliyetindeydi, sonrakiler Moore Kanununu izledi. (Moore Kanunu: Çok hızlı artışla ilgili bir elektronik kanunu) Bütün üstel teknolojilerde olduğu gibi Digital kameralar uzunca bir süre hayal kırıklığı yarattı ama daha sonra, sadece birkaç yıl içinde, film fotoğrafçılığına göre çok üstün olduğu kanıtlandı ve fotoğrafçılıkta kullanılan başlıca yöntem haline geldi. Şimdi aynı şey yapay zeka, sağlık. Elektrikli/otomatik(şoförsüz) araçlar, eğitim, üç boyutlu baskı, tarım ve mesleklerde de oluyor. Dördüncü endüstri devrimine hoş geldiniz..Üstel yazılım teknolojisine hoş geldiniz..Bu yazılım kabiliyeti 5-10 yıl içinde geleneksel endüstri yöntemlerinin büyük bölümünü yok edecek. UBER’in sadece bir yazılımdan ibaret olduğunu, şirketin kendine ait bir tek otomobili bile olmamasına rağmen Dünyanın en büyük taksi şirketi olduğunu hatırlatmak isterim. Aynı şekilde AirBnB ; binası, oteli, moteli yok ama dünyanın en büyük Otel İşletmecisi (Şirketi)


YAPAY ZEKA: Bilgisayarlar dünyayı anlama ve yorumlama konusunda kat be kat üstün. İçinde bulunduğumuz yıl Bilgisayar, dünyanın en iyi “GO PLAY” (Damaya benzer, çok zor bir uzak doğu oyunu) oyuncusunu yendi. Bu olay, tahmin edilen tarihten on yıl önce gerçekleşti. ABD de genç avukatlar işsiz..Avukatların ilgilendiği çok karmaşık olmayan hukuki konularda gerekli öneri veya çözüm yollarını saniyeler içinde ve %90 doğrulukla” IBM Watson programından” alabilirsiniz. Aynı işlem avukatlarla yapılırsa doğruluk oranı %70 den yukarı çıkmıyor… Eğer Hukuk tahsili yapıyorsanız hemen bırakın..Yakın gelecekte avukat sayısı bugünkünden %90 daha az olacak, sadece özel konularda yetişmiş olanlar kalacak..


WATSON kanser teşhisinde sağlık personeline yardımcı oluyor. WATSON TARAFINDAN YAPILAN KANSER TEŞHİSİ, normal insan tarafından yapılana göre DÖRT kat daha doğru ve kesin. FACEBOOK tarafından geliştirilen “Model Tanıma Yazılımı” insan yüzünü insandan daha iyi tanıyor. 2030 yılında Bilgisayarlar insanlardan daha akıllı hale gelecek.

ŞOFÖRSÜZ ARAÇLAR: 2018 yılında ilk şoförsüz araçlar yollarda görünecek. 2020 yılı civarında günümüzün otomobil endüstrisi çökmeye başlayacak. Özel bir aracınızın olması gerekmeyecek. İhtiyaç duyduğunuzda telefonla araç isteyeceksiniz, araç kapınıza gelecek ve sizi gitmek istediğiniz yere götürecek. Park etme sorunu ortadan kalkacak, gittiğiniz mesafenin karşılığı olan ücreti ödeyeceksiniz. Seyahat sırasında işinizi yapabileceksiniz, zaman kaybınız olmayacak. Çocuklarımız araba sahibi olmak ve ehliyet almak zorunda kalmayacaklar. Böyle bir düzenleme için %90-95 daha az sayıda araca ihtiyaç olacağından şehirler değişecek. Eskiden Araç park sahası olarak kullanılan alanlar yeşil parklara dönüştürülecek. Her yıl Dünyada meydana gelen trafik kazalarında 1.2 milyon kişi hayatını kaybediyor. Bugün her yüz bin km.de bir kaza meydana geliyor. Otopilotla yönetilen araçlarda kaza miktarı her 10 milyon km.de bire düşecek. Her yıl milyonlarca insan hayatı kurtulacak. Araç üreten şirketlerin çoğu iflasın eşiğinde..  Tesla, Apple, google gibi teknoloji şirketleri revolutionary bir yaklaşımla tekerlekli bilgisayarlar üretirlerken, geleneksel araç şirketleri evolutionary bir yaklaşımla daha iyi araçlar üretecekler. Audi ve Wolkwagende çalışan birçok mühendisle konuştum, TESLA dan çok korkuyorlar.. Kaza olmadığı için sigorta şirketleri büyük sorunlarla karşılaşacaklar, sigorta bedelleri 100 kat azalacak. Bugünkü araç sigortalama modeli ortadan kalkacak. Arsa, arazi ev alım satım işleri de değişmek zorunda kalacak. İnsanlar işe giderken bile çalışabilme imkanına kavuştuktan sonra, uzak da olsa daha güzel ve doğaya daha yakın yerlere taşınacaklar. 2020 yılına kadar yollardaki araçların büyük kısmı elektrikli olacak. Etrafı kirletmeyen, maliyeti oldukça düşük elektrikle çalışan araçlar kullanıldığından Şehirler daha temiz ve daha sessiz hale gelecek. Güneş enerjisi ile çalışan araçlar exponential eğride 30 yıl sonra görünüyor. Fakat etkilenmeleri şimdiden izliyoruz. Geçen yıl dünya çapında açılan Güneş Enerjisi İstasyonu sayısı fosil yakıt istasyonu sayısından fazla oldu Güneş enerjisi maliyetleri o kadar düşecek ki bütün kömür şirketleri 2025 yılına kadar faaliyetini durduracak.  Ucuz elektrikle birlikte ucuz ve bol su da gelecek.. Bir metre küp tuzlu suyu içme suyu haline getirmek için sadece 2 KW elektriğe ihtiyaç var. Dünya üzerinde çok yerde yeterli su var ama içme suyu yeterli değil. İnsanların  istedikleri an istedikleri kadar (maliyeti yok denecek kadar az) suya sahip olduklarında neler olabileceğini bir düşünün..


SAĞLIK: Tricorder X in fiyatı bu yıl açıklanacak. İlaç şirketleri cep telefonu ile birlikte çalışarak Retinayı tarayan, analiz için kan ve nefes örneği  alıp 54 değişik test yaparak hangi hastalık varsa ortaya çıkaran “Tricorder” adı verilen bir tıbbi cihaz üretiyor. Cihaz oldukça ucuz olacağından birkaç yıl içinde, Dünya üzerindeki herkes hemen hemen hiç harcama yapmadan en üst düzeyde sağlık hizmetine kavuşacak.

ÜÇ BOYUTLU BASKI: Önümüzdeki on yıl içinde en ucuz Üç Boyutlu (3D) Baskı cihazının fiyatı 18 000 Dolardan 400 Dolara düşecek. Aynı zamanda cihazlar 100 kat daha hızlı hale gelecek. Bütün önde gelen ayakkabı firmaları bu günden bu cihazlarla ayakkabı üretmeye başladı. Uzak hava alanlarında uçak yedek parçalarının 3D printerle üretimine başlandı. Uzay istasyonunda 3D printer kullanılıyor. Bu sayede ihtiyaç duyulan yedek parça veya malzeme yerinde üretilebildiğinden geçmişte olduğu gibi büyük miktarda yedek parça taşınmasına gerek kalmıyor. Bu yılın sonuna kadar yeni akıllı telefonlarda 3D tarama kabiliyeti olacak . Bu sayede kendi ayaklarınızın ölçüsünü çıkararak en uygun ayakkabıyı evde üretebileceksiniz. Çin’de 6 katlı bir iş merkezi 3D ile üretilerek tamamlandı. 2027 yılına kadar bugün geleneksel yöntemlerle üretilmekte olan malzemenin %10 u 3D ile üretlmiş olacak.

İŞ İMKANLARI: Belirli bir sahada iş hayatına atılmayı düşünüyorsanız, kendinize sorun; “Bu işi gerçekleştirebilecek miyim?” Cevabınız evet ise; “Bunu daha erken nasıl yapabilirim” konusuna odaklanın..Tasarladığınız iş telefonunuzla yapılamıyorsa, fikrinizi unutun. 20 nci yüzyılda başarı için tasarlanmış herhangi bir fikir, 21 nci yüzyılda başarısızlığa mahkum olabilir..

MESLEK: Bu günkü mesleklerin (işlerin) %70-80 i önümüzdeki 20 yılda yok olacak. Pek çok yeni mesleğin ortaya çıkacağı kesin, ancak böylesine kısa bir zaman aralığında yeterli sayıda yeni meslek ortaya çıkar mı? Sorusunun cevabını henüz bilemiyoruz..

TARIM: Önümüzdeki yıllarda “TARIM ROBOTLARI” 100 Dolara satılacak. 3.ncü dünya ülkelerindeki çiftçiler arazilerinde bütün gün çalışmak yerine tarım robotunu yöneten birer yönetici olacaklar. Aeroponiklerin(Havada Yetiştirilen Bitkiler) daha az suya ihtiyacı olacak. Dana eti üreten ilk PETRI tabağının (Bakteri üreten tabak) ürettiği et 2018 yılında danadan elde edilen etten daha ucuz olacak. Şu anda, tarıma elverişli arazinin % 30’u büyükbaş hayvan üretimi için kullanılıyor. Hayvan yetiştirmek için Bu araziye ihtiyacınızın kalmadığını düşünün.. Böcek proteinini Kısa süre içinde piyasaya sürecek girişimler var. Böcek proteini etten daha fazla protein içeriyor. Halen çoğu insan böcek yeme fikrine soğuk bakmasına rağmen”Böcek Proteini” alternatif protein kaynağı olarak adlandırılıyor.

MOODIES:  Hangi ruh hali içinde bulunduğunuzu söyleyen ‘Moodies’ adında bir uygulama var. 2020 ye kadar yüz ifadenizden yalan söyleyip söylemediğinizi tespit edebilecek uygulamalar geliyor. Tartışanların doğru veya yalan söylediklerinin kolayca anlaşılabildiği politik bir tartışma izlediğinizi düşünün..

BITCOIN (BTC- Elektronik Para Birimi):  bu yıl ana para birimlerinden biri olabilir, hatta varsayılan rezerv para birimi haline bile gelebilir.

EĞİTİM: Afrika’da ve Asya’da en ucuz akıllı telefonlar şimdiden 10 Dolara satılıyor. 2020 ye kadar insanların büyük çoğunluğu, Dünya klasında eğitim ve bilgiye ulaşmayı sağlayacak, akıllı telefon veya benzeri bir kolaylığa sahip olacaklar. Her çocuk sanat, mühendislik, tasarım, dil, bilim, müzik, matematik vb konularda eğitim almak için KHANS ACADEMY veya benzeri diğer imkanları kullanabilecek.

UZUN YAŞAM: Şimdi ortalama ömür yılda üç ay uzuyor. Dört yıl önce 79 yıl olan ortalama ömür şimdi 80 yıl. Aynı zamanda şimdi üç ay olan yıllık artış da artıyor. 2036 yılına kadar yıllık artış yılda 12 ay (bir yıl) olabilir. Bu nedenle hepimiz çok uzun süre yaşayabiliriz, muhtemelen 100 yaşının çok üzerine kadar. Bu bugünün bilim ve teknolojisine göre bilebildiklerimiz. Kim bilir gelecekte daha neler olacak, tam anlamıyla büyüleyici !. Ürkütücü? Heyecan verici?

Yazar: Roger Stapley


İngiliz bilim adamlarının yapay zeka teknolojisi ile ‘robot yargıç’ geliştirdi. Yapay zekanın son ürünü, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) görülen davalardan yüzde 79’unun hükmünü doğru tahmin etti.

Londra’daki UCL Üniversitesi ile Sheffield Üniversitesi’ndeki bilgisayar mühendislerinin geliştirdiği algoritma, davaları hem yasal hem ahlâki boyutlarıyla inceleyebiliyor.

Algoritmayı geliştiren ekip, yapay zekası olan bir bilgisayara AİHM’de görülen 584 davayı yükledi.

Bilgisayar da ortada bir insan hakları ihlali olduğunda; bazı ifadelerin veya bilgilerin dava metinlerinde daha sık kullanıldığını tespit etti.

‘Robot yargıç’ 600’e yakın davanın hükümleriyle ilgili tahminlerde bulundu.

Neredeyse her beş karardan dördü doğru tahmin edildi.

‘Kolaylık sağlayabilir’

Araştırmayı yöneten UCL’den Dr Nikolaos Aletras, “Yapay zeka üzerinde büyük bir ilgi var ancak (yapay zekanın) yakın bir gelecekte yargıçların veya avukatların yerine geçebileceğini düşünmüyoruz. Yine de yapay zeka davaların yapısını daha hızlı algılayacağı için kullanışlı olabilir. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne göre hak ihlalinin yaşandığı davaları bulmakta kolaylık sağlayabilir” dedi.

Uzmanlar 60’lı yıllarda, gelecekte makineler sayesinde dava sonuçlarının tahmin edilebileceğini öngörmüşlerdi.

Araştırmanın bir sonraki aşamasında ise uzmanların sisteme daha fazla veri yükleyecekleri belirtildi.

“Sistemin tanıklardan ve avukatlardan gelen ifadeleri de algılayabilmesi için bir engel yok” dedi.

Kaynak: http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-37750409

fotolia_12199352Ozonosfer ya da Ozon Tabakası, Stratosferin üst kısmında bulunan tabakadır. Ozon Tabakası Güneş’ten gelen morötesi ışınlardan olan UV-B ve UV-C gibi zararlı ışınları tutar. Ozon Tabakasının bu işlevi hayati açıdan çok önemlidir. Çünkü UV-B ve UV-C ışınları ölümcüldür.bakanliktan_ozon_tabakasi_tebligi_h592
Ozon (O3) üç adet oksijen atomundan oluşan şeffaf bir gazdır. Ozon tabakası ozon gazından oluşan ve atmosferin yukarı seviyelerinde başka bir deyişle yer yüzeyinden 50–85 km yüksekte bulunan bir tabakadır. Bu tabakanın temel rolü Ultraviyole (UV) ışınları olarak adlandırılan Güneş’in zararlı ışınlarına karşı bizleri korumasıdır. Ozon tabakası yeryüzüne doğru gelen bu zararlı ışınlara karşı bir filtre gibi davranır.
Dünya hayatı için yaşamsal öneme sahip olan ozon tabaksında incelme diye nitelendirilen bir delinme meydana gelmiştir. Böyle bir incelmeye birtakım faktörler neden olmaktadır. Atmosferde bulunan ozon tabakası çeşitli etkiler sonucu incelmektedir bu incelme delinme olarak adlandırılıyor. Ozon tabakasındaki incelmenin sebebi kloroflorokarbonlar (CFC)’dır. Bu ozon tabakası gittikçe inceliyor anlamındadır. Bunun sebebi bizlerin havaya saldığı kimyasallardır. Bu kimyasallar günlük yaşamımızda kullanırlar ve ozon tabakasına zarar verirler.atmosferin_katmanlari_00

Çeşitli amaçlar için üretilen kloroflorokarbonlar (CFC) ozon tabakasını inceltmekte, bunun sonucunda çevre ve insan sağlığı olumsuz etkilenmektedir. Kloroflorokarbonlar (CFCs), tüm ozon tüketen maddeler içerisinde en fazla kullanılandır. İlk olarak 1920’lerde sülfürdioksidi soğutucu bir gaz gibi kullanmak için geliştirildi. Zehirleyici olmamaları, yanıcı olmamaları, kararlı doğası, ısıyı emme etkinlikleri onları 20. yüzyılda özellikle soğutucu alanında bir numaralı seçenek yaptı. Bu yıllarla başlayarak atmosferdeki kloroflorokarbon miktarı artmaktadır. Ozon tabakasına verdiği zararlardan dolayı 1987 yılında genetiği Montreal’de imzalanan bir protokol ile üretiminde sınırlandırma getirilmiştir. Bu kapsamda 1996 Ocak ayında yalnız astım ilaçları için gerekli küçük miktar kloroflorokarbon gazı dışında üretimi durdurulmuştur. Üretilmesi durdurulan kloroflorokarbon gazları yerine atmosferik ömrü daha az olan hidrofloroklorokarbon gazlarının kullanımı yaygınlaştırılmıştır. Hidrofloroklorokarbon gazlarının ömürleri kloroflorokarbon gazlarına göre daha kısa olduğu için ozon tabakasına verdiği zarar daha azdır.
Kullanım alanları; soğutucular, araba klimaları, köpük ürünleri, yalıtım maddeleri, mikroçipleri ve diğer elektronik aletleri temizlemek için çözücü, arınık gaz karışımlarında bir bileşim maddesi, sprey kutularında ileri doğru itici gibi pek çok değişik ürün yelpazesini içermektedir.untitled
Her yıl yaklaşık 800.000 metrik ton kloroflorokarbon (CFC) atmosfere salıverilmektedir. Bunların atmosferde bozulmadan kalış ömürleri 100 yıldır ve yapılan anlaşmalar sonucu tüm dünyada kullanımdan kaldırılma tarihi ise 1996 olarak belirlenmiştir.
Ozon deliğinin ana sonucu yeryüzüne daha fazla UV ışınının (özellikle çok tehlikeli olan UV-B) ulaşmasıdır. UV ışınları güneş yanıklarına, deri kanserine sebep olabilir, gözlere zarar verebilir (katarakt) ve insanlarda bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilir. Bilindiği gibi bağışıklık sistemi hastalıklara karşı koymamızı sağlayan bir sistemdir. Bu sistem zayıfladığı zaman hastalıklarla savaşma yeteneğimiz de zayıflamış olacaktır.
UV ışınları sadece sağlığımızı etkilemekle kalmaz çevre üzerine de olumsuz etki yapabilir. Tarımsal üretimi azaltabilir, ayrıca deniz besin zincirini bozarak balık nüfusunu etkiler.
Antarktika üzerindeki ozon deliğinin kapladığı alan, ABD’nin yüzölçümünden daha büyüktür ve buranın tekrar doldurulması için on milyonlarca ton ozon gerekir. Bu miktarda ozonun nakliyesinin maliyeti bile astronomik olur.Ozon-Tabakasının-Oluşumu
Ozon tabasında tahminlerin aksine delinme durmaya hatta gerilemeye başladı. Bilim insanları Ozon tabakasında Antarktika üzerinde yaşanan incelmenin azalmaya başladığına dair ilk net kanıtlara ulaştıklarını açıkladı. Eylül 2015’te yapılan ölçümlerde, ozon tabakasındaki deliğin 2000’dekine kıyasla 4 milyon kilometrekare ufaldığı gözlemlendi. Bu yaklaşık olarak Hindistan’ın yüzölçümüne denk geliyor. Delikteki daralmanın en azından yarısının, ozona zararlı kimyasalların kullanımının aşamalı olarak azaltılması sayesinde gerçekleştiği düşünülüyor.
Deliğin özellikle Antarktika kıtası üzerinde oluşmasının nedeni ise aşırı soğuk hava ve bölgeye düşen güneş ışınlarının yoğunluğudur. BBC Türkçe’nin haberine göre; İngiliz bilim insanları Antarktika’nın yaklaşık 10 kilometre üzerindeki ozon tabakasının belirgin şekilde inceldiğini ilk olarak 1980’lerin ortalarında gözlemlemişlerdi. 1986’da ABD’li bilim insanı Susan Solomon, kloroflorokarbon (CFC) gazlarının ozon tabakasına zarar verdiğini kanıtlamıştı. Bu gazlar saç spreylerinden buzdolaplarına ve klimalara kadar birçok alanda kullanılıyor. 1987’de imzalanan Montreal protokolüyle CFC gazlarının kullanımına yönelik katı önlemler getirilmişti. 2000’lerden itibaren bu gazların üretimi ciddi şekilde düştü. CFC gazlarının atmosferdeki ömrünün 50-100 yıl olduğu tahmin ediliyor. Hali hazırda stratosferde (atmosferin 2. katmanı) bulunan CFC’lerin zaman içinde tamamen yok olmasıyla, ozon tabakasındaki deliğin daha da küçüleceği tahmin ediliyor.ozon_tabakasini_incelten_maddelere_yasak_geliyor_h31146
Araştırmayı yürüten ekip, 2015’in Ekim ayında “ozon tabakasındaki deliğin rekor seviyeye ulaştığına” dair bulguların ise o dönemdeki volkanik faaliyetlerden kaynaklandığını belirtti. Şili’deki Calbuco Yanardağı geçen yıl Nisan ayında 43 yıl aradan sonra yeniden faaliyete geçmişti. Canlıların, güneşin ultraviyole ışınlarının zararından korunmasını sağlayan ozon tabakasının incelmesi deri kanseri ve katarakt vakalarının artmasına neden olduğu gibi, hayvanlar ve bitkiler için de tehlike oluşturuyor.

1- Mount Weather, Virginia, ABD
Mount Weather, Virginia, ABD Mount Weather bir felaket veya önlem alınması gereken acil durumlar esnasında devreye giren bir acil durum kompleksidir. Soğuk savaş dönemindeyken 1958 yılında Sovyet Rusya’nın Sputnik adlı uydusunu uzaya fırlatmasının ardından savunma amaçlı kurulmuştur.
Sadece üst düzey devlet görevlilerinin kullanabildiği bu kompleks, hem yer altında hem de yer üstünde bulundurduğu alanlarıyla yüksek güvenlik sağlamaktadır. Washington’dan bir kaç dakikalık uçuşla erişilebilecek bu alana 11 Eylül saldırılarından sonra Dick Cheney buraya uçmuştur. Bölgede maksimum düzeyde koruma vardır ve dışarıdan kimse yakınlarına bile yaklaşamaz.1

2- Woomera Yasak Bölgesi, Avustralya
Woomera Yasak Bölgesi, Avustralya Woomera yasak bölgesi adından da anlaşılacağı üzere girişin yasak olduğu bir bölgededir.
Bu bölgede Avustralya ordusu düşmanını yerle bir edecek aşırı silahlarını denemektedir ve bölge dünyanın kendi alanındaki en büyük bölgesidir. Ayrıca bölgede muazzam bir yer altı zenginliği de bulunmaktadır.2

3- White’s Gentlemen’s Club
Londra’nın en eski ve özel kulübü, 18. yüzyılda popüler hale gelmiş bu kulübün üyeleri zengin ünlü ve soylu insanlar. Sıradan insanların bu kulübe girmesi yasak.4

4- Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki in Shi Huang Türbesi
1974’te Çin Halk Cumhuriyeti’nin Shaanxi eyaletine bağlı Xi’an yakınlarında bir çiftçi tarafından bulunan, her birinin yüz ifadesi farklı olan ve büyük bir gizem taşıyan binlerce adet toprak askerin bulunduğu bu mekana girişler ve araştırmalar Çin Halk Cumhuriyeti tarafından kısıtlanmıştır. Bu gizemli heykellerin “İlklerin imparatoru” olarak bilinen Çin Şı Huang’ın mezarını koruduğuna inanılmaktadır. Boyları 183-195 santimetre arasında değişen toprak askerlerin bulunduğu kazı alanında çoğu hala toprak altında 8.000 asker, 520 atıyla birlikte 130 savaş arabası, 150 süvari atı bulunduğu tahmin edilmektedir.3

5- Rusya’daki Mezhgorye bölgesi
Mezhgorye Rusya’da bulunan bir kasaba. Bu kasabadaki insanların Yamantaw dağında gizli işler yaptığına inanılıyor. Çünkü dışarıdan hiç kimse bu kasabaya giremiyor. Çevre bölgelerdeki anormal, dev kraterlerin varlığı da burada yıllardır nükleer çalışmaların yapıldığını işaret etmekte.
Kasabanın çok eski bir geçmişi de yok, 1979 yılında kurulmuş. Yamantaw dağı 1,640 metre yüksekliği ile Uralların en yüksek dağı ve bu bölgede Amerika tarafından desteklenen bir nükleer tesisin bulunduğu tahmin ediliyor. Amerikalılara bu kasabanın ne amaçla kullanıldığı sorulduğunda, Amerikan yetkililer, bu bölgenin birçok farklı şey olarak kullanıldığını söylemiş :
Rus hazinelerinin saklandığı bir depo, yemek deposu ve nükleer bir tehdit altında kalınırsa, liderlerin saklanabileceği bir sığınak. Sonuç olarak Mezhgorye bölgesi bu dünya için dev bir sır olmaya devam ediyor.5
6- 39. Oda
Burası Kuzey Kore’nin en gizli kuruluşlarından biri. Kuzey Kore’nin kurucusu olan Kim Il-Sung’un ölümünden sonra başa geçen oğlu ve ailesinin paralarını kontrol etmek amacı ile kurulmuştur.
Kuzey Kore’de bütün Televizyon ve radyo kanalları tamamen devletin kontrolü altındadır ve bu aygıtlarla beyni yıkanan vatandaşların internet kullanması yasaktır. İnternetin bile yasak olduğu diktatörlükle yönetilen Kuzey Kore’de kara para aklama ve yolsuzluk gibi işlerin hükümet eliyle sürdürüldüğü düşünülen Büro 39’a girmenin cezası ölümdür ve ceza giren kişinin ailesine de uygulanır.
Söylenenlere göre burda İsviçre’den para transerferleri ve sahtecilik yapılıyormuş. Diğer iddalara göre de burdan tüm dünyaya uyuşturucu kaçakçılığının da yapıldığı söyleniyor. Kuzey Kore bu iddiaların hepsini reddetmiş olsa da 39. Oda’ya giriş tamamen yasak!6
7- Mormon Kiliselerindeki Gizli Depo
Mormon Kiliselerinin merkezi Amerika’ nın Utah eyaletindedir. Yerin 600 metre altında bulunan depolarında dünyanın en büyük soyağacı kayıtları ve tarihi bilgiler korunmaktadır.7
8- Cheyenne Dağı
Saf granit ve çelikle korunan Cheyenne Dağındaki kompleks Amerikan Uzay Komutanlığı ve Kuzey Amerika Ordusuna hizmet ediyor.8
9- The Greenbrier
“Greenbrier Hotel” in altına inşaat edilmiş olan bu yerin amacı nükleer bir saldırı sırasında Amerikan kongre üyelerinin ve başkanın 30 yıl boyunca burada sığınacak olmasıdır.Front entrance, Greenbrier
10- New York Federal Rezerv Bankası
Deniz seviyesinin 60 metre altına inşa edilen banka Dünya altınlarının %25′ ini koruyor. Ve bankanın çevresinde keskin nişancılar bulunuyor.10
11- Bold Lane Otoparkı
Buraya arabanızı park ettiğinizde hırsızlar konusunda kesinlikle endişe etmeyin. Çünkü burası İngiltere’ nin en güvenlikli yeri. Eğer elinizde otopark bileti yoksa içeriye giremezsiniz. İçeride hareket sensörleri bulunuyor. Eğer birisi arabalardan birini zorlasa alarm çalıyor ve otoparkta heryer kilitleniyor.11
12- Roughs Kule / Havenco
2. Dünya Savaşı sırasında Alman uçak saldırılarına karşı inşa edilmiş denizin ortasında bulunan bir kale. Ayrıca bir grup gencin ülke yasalarından sıkılıp, burada SEALAND adında bir devlet kurduğu yerdir. 2008 yılında kapatıldı.12
13- Fort Knox: ABD
22 ton çelik kapı ile korunan Kentucky de bulunan Fort Knox, Amerikan’ ın altın rezervlerini ve tarihi eserlerinin korunduğu yer.13
14- Metro-2: Rusya
Moskova’da bulunan Metro-2 ,Moskova ana metrosuna paralel uzanan ancak oldukça gizli olan metro sisteminin resmi olmayan adı. Metronun yapımına Stalin döneminde başlandı D-6 kod adı verildi. Savunma Bakanlığı tarafından işletiliyor. Metro-2’nin uzunluğu halk metrosununkiyle aynı ve 50 ile 200 metre arasında bir derinliğe sahip. Metro’nu , Kremlin ve Federal Güvenlik Servisi Müdürlüğü yer altı şehriyle bağlantı olduğu söyleniyor.14
15- Japonya’daki The Ise Grand Shrine (Büyük İsa Mabedi)
Japonya’daki en kutsal türbedir. Güneş tanrıçası Amaterasu’ya adanmıştır ve MÖ 4. yüzyıldan bu yana varlığını sürdürmektedir. Buraya giriş sıkıca kısıtlanmış durumda, sadece Japon imparatorluğu ailesinden gelen rahip veya rahibelerin girişine izin var. Ancak ziyaretçiler 4 metre uzunluğundaki odun çitlerin ardından görebiliyor.15
16- Pine Geçidi: Avusturalya
Avusturalya’nın yasaklı bölgesi Pine Gap Avustralya’nın Alice Springs şehrinin 18 kilometre güneybatısında, Avustralya’nın merkezinde Avustralya ve Amerika tarafından işletilen bir uydu izleme istasyonu.16
17- Negev Nükleer Araştırma Merkezi: Avusturalya
Tesis, ana anteni koruyan 14 radoma sahip oldukça geniş bir bilgisayar ağından oluşuyor ve 800’den fazla çalışanı var. Tesisin lokasyonu oldukça önemli. Amerika’nın Çin, Rusya ve Orta Doğu’yu gözetleyen casus uydularını kontrol ediyor. Avustralya’nın merkezinde olmasının nedeni casus gemilerinin uluslararası suları geçmeden sinyal yakalaması için oldukça uzak olması.17a
18- Niihau: Hawai
Yöreye özgü vahşi yaşamı koruma amaçlı çoğu ziyaretçiye kapalı egzotik Hawaii adası. Niihau, yerleşime müsait en büyük yedinci Hawaii adası. Bu adada hiçbir yol asfaltlı değil. Ayrıca burada su tesisatı, elektrik, mağaza veya restoran da yok. Bugün ada hala yerliler, ada sahipleri, davetliler ve Amerikan donanma personeli haricinde herkese kapalı. Üzerinden helikopterle dolaşmaya kısmen izin verilse de helikopterin yaklaşması veya fazla alçalması da kesinlikle yasak.17
19- Jiangsu Ulusal Güvenlik Eğitim Müzesi: Çin
Çin casusluk tarihiyle ilgili en gizli belgelere sahip. 1927’de itibaren 1980’e kadar olan süreçteki tüm dokümanlara sahip. İçerisinde mini tabancalar, ruj şeklinde görünen silahlar, minyatür kameralar, gizli dinleme dökümleri ve iskambil desteleri arasında saklanmış haritalar gibi birçok şey de bulunuyor. Çinli bile olsanız fotoğraf çekmeniz kesinlikle yasak.18
20- Zion’lu Lady Mary Kilisesi (Etiopya)
İçerisinde Kitap-ı Mukaddes’e ait çok kutsal bir nesneyi muhafaza ettiğinden sadece deneyimli bir rahibin girmesine izin verilen kilise. Sandığın kutsallığından ötürü sadece seçilmiş deneyimli bir rahibin girmesine izin veriliyor onun dışında buraya ne girmek ne de yaklaşmak mümkün.20

Bilim insanları, NASA’nın keşif robotu Curiosity’den yardım alarak Mars’ın yüzeyinde aşırı sıcaklar sebebiyle oluştuğuna inandıkları tridymite isimli bir maddeye rastladılar.

NASA’nın ‘merak’ anlamına gelen keşif robotu Curiosity, Mars’ın yüzeyinde, gezegenimizde nadir rastlanan bir maddeye rastladılar. ‘Tridymite’ adındaki bu maddenin şimdiye kadar aşırı sıcaklarda oluştuğuna inanan bilim insanları, Mars’ın bu maddeyi oluşturacak kadar sıcaklık düzeyine erişebildiğini tahmin etmiyorlardı.

Madem Mars’ın yüzeyi bu kadar sıcak değil, o zaman tridymite’ı oluşturan sebep neydi? Bilim insanlarına göre Mars’ın yüksek ihtimalle volkanik bir geçmişi bulunuyor. 1980 yılında Washington’daki Helens Yanardağı’nın patlaması sonucu oluşan maddeye benzetilen tridymite’a, Gale kraterinde rastlanmış.

NASA’da jeokimya ve araştırmalar bölümünün editörü olan Richard Morrsis, tridymite için “Mars’ın yüzeyinde bulmayı beklediğimiz en son madde” ifadesini kullandı. Bu maddenin, Mars’ın evrimi konusunda kendilerine çok fazla bilgi vereceğini belirten Morris, ‘Artık bazı şeyleri yeniden düşünmemiz gerekecek‘ dedi.

Mars’ın gerçekten de çok tuhaf bir gezegen olduğunu ve her an farklı bir maddeyle karşılaşma ihtimallerinin bulunduğunu söyleyen Morris, ‘Belki de orada bizim bilmediğimiz bir sürü tuhaf şeyler oluyor‘ dedi.

Kaynak

http://webtekno.com

David Robson / BBC Future

Anne ve babamızdan aldığımız genlere ek olarak birçok virüs, bakteri ve hatta başka bir insan yaşıyor olabilir içimizde. Gerçekten de ikiziniz varsa onun bazı kalıntılarını vücudunuzda ve beyninizde taşıyor olabilirsiniz. Hatta bunlar davranışlarımızı etkiliyor olabilir.

Peter Kramer ile Paola Bressan Psikoloji Biliminde Perspektifler dergisine yazdığı yazıda, insanların tekil bireyler değil birçok canlıdan oluşan süper organizmalar olduğunu ve bunların her birinin kontrolü ele geçirmek için mücadele ettiğini söylüyor, bu durumun davranışlarımızı nasıl etkilediğini anlamak için psikologları ve psikiyatristleri göreve çağırıyordu.

Tehlikeli parazit

Bağırsaklardaki mikroplar insanın ruh halini değiştiren nörotransmiterler üretebilir. Hatta bazı bilim insanları mikropların insanın iştahını etkileyerek onların en sevdiği türden yiyeceklere yönelmenizi sağlayabileceğini iddia ediyor.

Toksoplazma gondi adı verilen bir parazit ise insanı ölüme kadar sürükleyebiliyor. Bu parazit, yerleşip gelişeceği bir beden bulmak için, sıçanların beynini etkileyerek farelere yaklaşmalarına neden oluyor.

İnsanlar da benzer beyin kontrollerine maruz kalabilir. Bu mikrobun insanlarda şizofreni ve depresyon riskini artırdığı belirtiliyor. İngiltere’de etlerin üçte biri, ruhsal hastalıklara yol açabilen bu paraziti taşıyor. Kramer bu duruma son verilmesi gerektiğini söylüyor.

Buradan yola çıkarak davranışlarımızı tümüyle kendimizin kontrol etmediği söylenebilir. Bu insanın kimliğini sorgulamasına neden oluyor. Ama beynimizin sadece minik mikroplar tarafından değil belki başka bir insan tarafından işgal edilmiş olması ihtimali daha korkunç geliyor.

İkizlerde hücre geçişi

Kramer bunun en iyi örneğinin, kafadan yapışık olup aynı beyni paylaşan ikizler olduğunu söylüyor. Fakat yapışık olmayan ikizler de farkında olmadan bazı organlarını paylaşıyor olabilir.

Gelişimin ilk aşamalarında hücreler ikizler ve üçüzler arasında birbirine geçebilir. Ayrı yumurta ikizlerinin yüzde 8’i, üçüzlerin ise yüzde 21’i çift kan grupludur. Biri kendi hücrelerinin ürettiği, diğeri ise ikizlerinden geçen hücreler tarafından üretilen kan grupları. Yani bir anlamda bunlar iki vücudun bileşimidir ve bu durum beyin de dahil başka organlarda da olabilir.

Beyinde olması ciddi sonuçlar doğurabilir. Farklı bölgelerin düzenlenme biçimi beynin işleyişi açısından büyük önem taşır. Bu bölgelere farklı programlanmış genlere sahip yabancı bir dokunun olması buradaki ince mekanizmayı karmaşaya sürükleyebilir. İkizlerde sağ el kullanma ihtimalinin daha düşük olması belki de buna bağlıdır. Beynin sağ ve sol yarılarının birbirine göre organize olmasına bağlıdır bu özellik. Belki beyne yabancı bir dokunun karışmış olması bu dengeyi bozmaktadır.

İkiziniz olmasa bile başka bir insanın hücrelerinin bedeninize geçmiş olması ihtimali hala söz konusu olabilir. Anne rahminde iki fetüs olarak hayata başlamış olup da, ikizlerin daha sonra gelişimin ilk evrelerinde birleşmiş olması mümkündür.

Kramer, “Bir insan gibi görünebilirsiniz, ama içinizde başka bir kişinin hücreleri de olabilir. Yani aslında baştan beri iki kişisinizdir” diyor.

Örneğin büyük bir kardeşten kalma hücrelerin annenin vücudunda yaşamaya devam etmesi ve daha sonra döllenen bebeğe geçmesi mümkündür.

Beyindeki işgalciler

Washington Üniversitesi’nden Lee Nelson’a göre, başka bir insana ait dokuların beyne geçerek onun farklı şekilde gelişmesine, dengesinin bozulmasına neden olabilir. Nelson, anneden çocuğun beynine hücre geçmesi olasılığı üzerinde çalışıyor. “Geçen hücre miktarı, türü ya da gelişimin hangi aşamasında geçtiğine bağlı olarak anormallikler ortaya çıkabilir” diyor.

Nelson, yetişkinlikte bile başka insanların istilasına açık olduğumuzu söylüyor. Birkaç yıl önce Nelson bir meslektaşıyla birlikte bir kadının beyin dokularını ince dilimler halinde inceleyip Y kromozomu belirtilerine rastlayıp rastlamayacaklarını görmek istemişti. Yaklaşık yüzde 63 erkek hücresine rastlandı. Başka kadın beyinlerinde de böyle erkek hücreleri bulundu.

Bunun en mantıklı açıklaması bebekten geçmiş olmasıydı. Oğlunun kök hücreleri plasentaya geçmiş ve oradan beyne yerleşmiş olabilirdi. Nedeni bilinmese de bu durum kadının Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azaltıyordu. Araştırmacılar bu hücrelerin hamilelik sırasında annenin ruh halini etkileme ihtimali üzerinde çalışıyor.

İnsan “süper organizması”na ilişkin hala fazla bilgi sahibi değiliz. Birçok şey hala teori düzeyinde. Kramer ve Bressan’ın makalesi kesin yanıtlar vermekten çok, bizi biz kılan şeylere dair diğer psikolog ve psikiyatristleri aydınlatma amacı güdüyordu. “İnsanın davranışını sadece bir tek bireye bakarak anlayamayız” diyor. “Davranışlarımızı anlamak için, insanı oluşturan her şeyi anlamak gerekiyor.”

Örneğin, araştırmacılar davranışı anlamak için genellikle ikizleri inceler; ancak çift yumurta ikizlerinde bile ikizler arasında beyin dokusu alışverişi olması ihtimali sonuçları etkiler.

Genel olarak bu işgalcilere karşı düşmanca tutum almak gerekmez. Onlar bizi biz yapan şeyler ne de olsa.

Bu makalenin İngilizce aslını BBC Future sayfasında okuyabilirsiniz. Dergideki diğer makalelere buradan ulaşabilirsiniz.